COVID-19 pandemisi sırasında ciddi şekilde düşüşe geçen “doğum turizmi”, yeni verilerle birlikte Kanada’da yeniden yükselişe geçmiş görünüyor. Çarşamba günü yayımlanan yeni bir rapor, Kanada hastanelerinde yerleşik olmayan kişiler tarafından yapılan doğumların artış gösterdiğini ortaya koydu.
📊 Rapora göre, geçici oturum sahipleri veya ziyaretçiler tarafından gerçekleştirilen ve hastane masraflarının bireysel olarak ödendiği “non-resident self-pay” doğumlar, 2024 itibarıyla pandemi öncesi seviyelere geri döndü.
Buna rağmen uzmanlar, bu durumun genel doğum sayıları içinde hâlâ oldukça küçük bir oran oluşturduğunu vurguluyor. 2010’dan bu yana Kanada’da yerleşik olmayan ebeveynlerden doğan çocuklar, toplam doğumların yüzde 2’sinin altında kalmaya devam ediyor.
🗳️ Doğumla Vatandaşlık Tartışması Yeniden Gündemde
Bu artış, Kanada’da uzun süredir tartışılan doğumla vatandaşlık (birthright citizenship) konusunu da yeniden gündeme taşıdı. Muhafazakâr Parti’nin göçmenlik eleştirmeni Michelle Rempel Garner, Bill C-3 tasarısına bir değişiklik önererek, vatandaşlığın yalnızca en az bir ebeveyni Kanada vatandaşı veya daimî oturum sahibi olan çocuklara verilmesini savundu.
Ancak bu değişiklik önerisi, Liberal Parti ve Bloc Québécois milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
📌 Sonuç olarak:
-
Doğumla vatandaşlık hakkı korunmaya devam ediyor
-
Bill C-3 ile bazı alanlarda vatandaşlığa erişim genişletilmiş durumda
🇨🇦 Bill C-3 ile Kimler Vatandaşlık Alabiliyor?
Yeni düzenlemeyle birlikte:
-
Yurt dışında doğan veya evlat edinilen, ancak ebeveynleri Kanadalı olan kişiler vatandaşlığa daha kolay erişebiliyor
-
Ebeveynlerin Kanada’da en az 3 yıl yaşamış olması yeterli
-
Bu hak bir sonraki nesle de aktarılabiliyor
Yani artık Kanadalı torunlar da, her neslin Kanada’da üç yıl yaşamış olması şartıyla vatandaşlık talep edebiliyor.
🧠 Uzmanlar Ne Diyor?
Raporun yazarı Andrew Griffith, CTV News’e yaptığı açıklamada, pandemi sonrası dönemde yerleşik olmayan doğumların eski seviyelerine dönmesini endişe verici bulmadığını söyledi.
📉📈 2021–2024 arasında bu doğumlar:
-
2.245’ten 5.430’a çıkarak iki kattan fazla arttı
Ancak Griffith’e göre asıl sorun sayılar değil, kamuoyundaki güven kaybı.
🗨️ Griffith, son yıllarda:
-
Devlete olan güvenin azaldığını
-
Göçmenlere karşı toplumsal algının zayıfladığını
belirtiyor.
Bu değerlendirme, geçtiğimiz yıl Reuters’ın yayımladığı ve Kanada’da görünür azınlıklara yönelik nefret suçlarının arttığını ortaya koyan haberlerle de örtüşüyor. Amnesty International ise göçmen işçilerin “şok edici düzeyde ayrımcılık ve istismara” maruz kaldığını vurguluyor.
📊 Rakamlarla Doğum Turizmi
İşte rapordan öne çıkan bazı veriler:
-
2019–2020: Toplam doğumların %1,6’sı yerleşik olmayanlara ait
-
2020–2022 (pandemi): Bu oran %0,7’ye düştü
-
2023–2025: Yeniden yükselerek %1,5 seviyesine çıktı
Pandemi yıllarında:
-
2019’da yaklaşık 5.700 doğum kaydedilirken
-
2020 ve 2021’de bu sayı 2.400 – 2.200 bandına kadar geriledi
📍 Eyalet bazında bakıldığında:
-
Ontario, açık ara en yüksek sayıya sahip
-
Quebec ikinci sırada yer alıyor
-
British Columbia ve Alberta ise üçüncü ve dördüncü sırada
📝 Griffith ayrıca verilerde bazı nüanslar olduğunu da hatırlatıyor. Örneğin, uluslararası öğrencilerin yaklaşık yarısı eyalet sağlık sigortası kapsamına giriyor.
✨ Sonuç
Rapor, Kanada vatandaşlığının dünya genelinde ne kadar değerli görüldüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Sayılar büyük bir krize işaret etmese de, konu hem göç politikaları hem de toplumsal algı açısından dikkatle izlenmeye devam edilecek gibi görünüyor.
