Mutfağa dönüş

Bir süre mutfakta çalıştıktan sonra çeşitli sebepler yüzünden ayrılmıştım. On ay kadar, bir hukuk bürosu, bir banka, birkaç küçük firmanın bulunduğu bir ofis binasında kat görevlisi olarak çalıştım. Gerçekten ofis binasında çalışmanın mutfak ile kıyaslandığında çok daha az yorucu olduğunu, çok daha düzenli çalışma saatlerine sahip olduğunu ve buna bağlı olarak gelirin neredeyse sabit olduğunu söyleyebilirim. Pazartesi’den Cuma’ya, sabah yedi öğleden sonra üç sabit çalışma saatleri, üstüne resmi tatiller (çoğu ücretsiz) olmak üzere gayet düzgün bir çalışma alanı olduğunu söyleyebilirim. Ama bana rahat battı ve ben tekrar mutfağa geri döndüm. 

Bu işi de yapmaya devam edebilirdim fakat beni geliştiren bir şey yoktu. Bana kattığı, öğrenebileceğim, ilerleyebileceğim bir şey yoktu. Bir yerden sonra aynı şeyleri yaptığını ve bu aynı şeyleri yapmayı kabul ettiğinde, on yıl sonra da aynı şeyleri yaparak bu işe devam edeceğim anlamına geliyordu. 

Mutfak daha interaktif, ekip arkadaşların yaptığın iş, yeni yeni şeyler. Her gün yeni bir seviye açtığın bir oyun gibi. Aynı şeyleri yapmaya devam ederken yeni yeni yeteneklerin eklediği ve bunları daha hızlı yapmayı öğrendiğin bir alan gibi.  En azından benim için mutfak çok daha keyifli bir alan ve öğrenmenin dipsiz bir kuyu olduğu bir derya. Restoranda çalışmanın artı ve eksileri vardı. En büyük eksisi, benim için, akşam saatlerinde ve hafta sonu çalışmaktı. Bu nedenle restoranda çalışmak istemiyordum; farklı bir alanda çalışmak istiyordum, tercihen mutfak olursa iyi olur diye de içten içe istiyordum diyebilirim. 

Birçok iş başvurusunda bulundum temmuzdan eylül sonuna kadar; belki de elliden fazla başvuru yapmışımdır. Ama arayan soran olmadı, dönüş alamadım. Hemen her gün tekrar tekrar ilanları kontrol ettim. İş ilan sitelerindeki ilanları ezberledim diyebilirim. Aynı iş yeri aynı iş ilanını defalarca yeniledi ama benim başvuruma dönüş yapmadı. Uygun aday olmadığım için değil, başvurduklarım zaten tecrübe istemeyen başlangıç seviyesi işlerdi. 

Bir görüşme esnasında neden dönüş yapmadıklarını biraz anladım. Satış danışmanlığı pozisyonu için görüşmeye gittiğim bir firmadaki yönetici, ‘Akademik olarak çok ileridesiniz. Neden bir öğrencinin yapabileceği bu işi kabul etmek istiyorsunuz?’ dedi. 

‘Yeni ülke, yeni kurallar, benim diplomam burada henüz iş yapmıyor. Bunun için zamana ve birkaç düzenlemeye ihtiyaç var. Şu an durum bu ve benim için sorun yok. Eşim yüksek lisans yapıyor, şimdi onun sırası, sonra bana sıra gelecek.’ gibi bir açıklama yaptım. 

‘Güzel bacım, ablacım, benim diploma burada saylanmıyor, beni onore ettin ama bu benim pek işime yaramadı. Bana akıl verme bana iş ver, gözünü seveyim. Çalışkan adamımdır ha!’ diyemedim tabii. 😊Anlaşılacağı üzere biz sizi ararız dediler ve aramadılar. Zaten eve de uzaktı, iyi oldu 😊

Sonra başvuru yaptığımı bile unuttuğum bir yerden görüşmeye çağrıldım. Bir market zincirine bağlı bir mutfak. Aslında bir üretim mutfağı diyebiliriz. Günlük sıcak yemek de var, dondurulmuş yemek de yapıyorlar ya da sipariş üzerine etkinliklere catering de yapıyorlar. Sandviç ve sunum tepsileri de var. Geniş bir menüye sahip. Ara ara özel yemek de üretiyorlar, menü dışında istenen yemekleri de yapıyorlar. 

Reklam metni gibi oldu. ‘Etkinlik mi yapacaksınız, yemeğe mi ihtiyacınız var? Hazırlık yapmaya vaktiniz mi yok? Evde hazırlanmış gibi görünen ama restoran kalitesinde zengin bir sofra mı kurmak istiyorsunuz? İster sıcak ister soğuk, A’dan Z’ye sofralarınızdayız, bir telefon, email kadar uzağınızdayız. Sizin için özenle hazırlanan yemekler istediğiniz an sofranızda…’

İş görüşmesinde, istediğim bir iş olduğu için sanırım, çok heyecanlandım. Hem iş tanımı benim istediğim gibi hem çalışma zamanı fena değil hem çalışma planı daha uygun. Bazı soruları anlamadan yanıtladım, kararlama kelime salatası olarak bazı şeyleri ortaya serpiştirdim. Mülakat otuz-kırk dakika sürdü. Biz sizi ararız şeklinde sonlandı. 

İki günlük bir bekleyiş sonunda olumlu olarak döndüler. Hemen ertesi gün çalıştığım yere ben 3 gün sonra ayrılıyorum, kariyer planımı değiştirdim diye haber verdim. Cuma oradan ayrıldım. On aydan biraz fazla süren kat görevlisi sayfasını kapattım. Pazartesi yeni işime başladım. Bir buçuk aydır da mutfakta devam ediyorum. 

Restoran mutfağı ile benzer yönleri de var farklı yönleri de var. Mutfak gerçekten değişik bir ortam. Şu an çalıştığım mutfak biraz daha kalabalık. Bir de marketin ön tarafında çalışanlar da var. Yaklaşık otuz kişilik bir ekip. Bu da önemli bir sosyallik demek. Aynı zamanda gıybet, dedikodu demek. Dedikodu derken yanlış anlaşılma olmasın, olan olayların yeniden değerlendirilmesi diyelim. 😊

Ben baştan tavrımı koydum. Dedim ben dedikodu sevemem, lütfen bana bunlarla gelmeyin. Bu nedenle kimse bana öyle gelmiyor. Tabi ki böyle demedim. Yağdırın, gönderin gelsin. Bilgi, eğitim önemli dedim. Sanırım yeni olduğum için denk geldiği yerde o onu çekiştirdi, bu buna bir şey dedi. Üüff bayağı bir bilgidendim. 

Şaka bir yana on ay nerdeyse yalnız çalıştıktan sonra kalabalık bir grupta yer almak bana iyi geldi. Daha yorucu, kazancı aynı ama artıları daha fazla. 

Mutfak ile hep ilgiliydim, yemek yapardım, denerdim, yemek programlarını izlerdim. Ama bundan beş yıl önce, başka bir ülkeye gideceksin ve bu ilgin sana para kazandıracak deseydi pek gerçekçi gelmezdi. Belki de yeni farklı kariyer kapısıdır belki de bir süreliğine geçiştir. O ya da bu fark etmez çok güzel bir tecrübeler ediniyorum. Biraz daha fazla para verseler hayır demem ama şimdilik her şey yolunda ve güzel gidiyor. Eğlenceli olması da cabası. Bakalım sırada neler var…

Sevgiler… 

 

Yorum bırak