Toronto şehir yapısı itibarıyla New York’a benzerlikler gösteriyor ve çekim masrafları Amerika’dan daha uygun. Bu sebeplerle Toronto gerek New York’un dublörü olarak gerek Kanada’nın en büyük şehri olarak film ve dizilere ev sahipliği yapıyor. Genellikle, en sevdiğimiz dizilerdeki bir sahnenin tanıdık arka planını gördüğümüzde, Toronto başka bir şehir olarak (genellikle New York) karşımıza çıkmış oluyor. Fakat bu listede Toronto’da çekilen diziler ve filmler Toronto’yu konu alıyor ve bu sebeple bu listede yer aldılar.

 İşte, Toronto’da geçen 11 harika film ve dizi.

Enemy (Düşman)

Bu 2013 filmi, Google’a dönmenize ve akabinde anlamak için tekrar tekrar izlemenize yol açacak bir film. Fransız-Kanadalı yönetmen Dennis Villeneuve’nin ürkütücü, kafa karıştıran bu filminde, Jake Gyllenhaal, Jake Gyllenhaal’ın karşısında yer alıyor, (evet iki rolü de kendi üstlenmiş). Aynı zamanda, Kanadalı aktris Sarah Gadon, Mélanie Laurent’ın yanında yer alıyor. Spoiler vermeyeceğiz ancak, filmin oldukça önemli bir sahnesi tam Lakeshore Blvd’de geçiyor!

Scott Pilgrim Vs. The World (Scott Pilgrim Dünyaya Karşı)

Bathurst and Bloor’da bulunan bir zamanların en meşhur Toronto binalarından birisi olan Honest Ed’s’in hemen karşısındaki Pizza Pizza – Fotoğraf: IMDB – Scott Pilgrim vs. The World

Brampton doğumlu aktör Michael Cera, 2010 yılında çizgi romana dönüşen bu filmin başrolünde. Filmde aynı zamanda, Anna Kendrick, Aubrey Plaza ve Kanadalı aktris Ellen Wong’un performansları da yer alıyor. Toronto’nun hiperrealist versiyonunda geçen film, yeni kız arkadaşının yedi kötü eski sevgilisini yenme görevinde olan bir adamın hikayesini anlatıyor. İzlerken Lee Palace ve Honest Ed’s gibi önemli yerleri görebilecek misiniz dikkatli bakın!

 

The F Word (Ya Aşksa)

The F Word’ün George Street Diner’da geçen sahnesi – Fotoğraf: BlogTo

Konu Toronto’da çekilen diziler ve filmler olduğunda The F Word’den bahsetmemek imkansız. Şehrimizin sokaklarında dolaşan, asasız bir Harry Potter göreceğinizi hiç düşündünüz mü? İşte şimdi görebilirsiniz! 2013’te yapılan bu Toronto filminde Daniel Radcliffe ekranlara çıktı. Filmde aynı zamanda Kanadalı aktrisler Mackenzie Davis ve Megan Park da rol alıyor. Ve tabi hayranların favorisi Adam Driver. Hikaye tamamen aşk, hayat ve dostluk hakkında.

Last Night (Son Gece)

Toronto’nun meşhur tramvayını Last Night’ta görmek mümkün. Fotoğraf: Torontoist.com

Şimdi de sizi 1998’e götürüyoruz. Toronto doğumlu Don McKellar’ın yazdığı, yönettiği ve başrolünü oynadığı bu film, bir grup insanın yaklaşmakta olan dünyanın sonuna tepkisini ele alıyor. Filmde aynı zamanda kariyerinin çıkışı olan Grey’s Anatomy’deki Cristina Yang rolünü almadan önceki Kanadalı aktris Sandra Oh da yer alıyor.

 

 

 

Chloe (Büyük Hata)

Bu sıradaki filmi izlediğinizde, ROM College Street de dahil olmak üzere, pek çok Yorkville’e ve şehrin diğer kısımlarına şahit olacaksınız. 2009’da vizyona giren bu filmde, başrolleri Julianne Moore, Liam Neeson ve Amanda Seyfried gibi ünlü isimler paylaşıyor. Birbirinden iyi oyuncu kadrosundan bahsetmişken! Hikaye, yalan, hile ve aldatma temalarına odaklanan adeta vahşi bir yolculuk.  

 

Dead Ringers (Ölü İkizler)

Eğer biraz da olsa sinemaseverseniz, David Cronenberg’i Kanada’nın tüm zamanların en etkili yönetmenlerinin yanında veya başında olarak sayma ihtimaliniz var. Bu sıra dışı klasik, yönetmenin en iyi filmlerinden biri ve Toronto’daki ikiz jinekologları canlandıran Jeremy Irons’ın kariyerinin en iyisi olarak sayılabilecek performansını içeriyor. Bize güvenin, bu film zamansız.

 

Videodrome (Ekrandaki Dehşet)

950 King Street West’te bulunan Palace Arms – Fotoğraf: themoviedistrict.com

David Cronenberg’den bahsetmişken, burada, şehrin tam göbeğinde yer alan bu bir başka tuhaf klasiğe bakalım. 1983 yapımı olan Ekrandaki Dehşet, beden & bilim kurgu kategorisinde bir klasik olarak yer alıyor ve uzun bir halüsinasyon yolculuğuna dönüşüyor.

 

 

Take This Waltz (Bu Dans Senin)

Bir sonraki  seçim, Michelle Williams ve Kanada’nın biricik Seth Rogan’ının başrollerini paylaştığı sevimli, küçük bir romantik-komedi dram filmi. Hikaye, romantizm tamamıyla ikisi arasında olmasa da, Toronto’nun küçük Portekiz’inde yaşayan evli bir çift hakkında. Ayni zamanda, The Marvellous Mrs Maisel’in eski kadrosundan Luke Kirby ve komedi efsanesi Sarah Silverman’ın performanslarına da tanıklık edeceksiniz.

The Handmaid’s Tale

The Handmaid’s Tale’ın David Crombie Park’tan bir sahnesi. Arkada görünen bina Woodswoth Co-Operative Housing ve arkada CN Tower. Fotoğraf: Torontoist.com

Burada spoiler vermemeye çalışacağız ama Kanadalı yazar Margaret Atwood’un kitabından esinlenen The Handmaid’s Tale’in dördüncü sezonu büyük çoğunlukla Toronto’da geçiyor. Birinci sezondan beri hem Toronto hem de Ontario’nun birçok farklı şehri dizide dublör göreviyle yer aldı; ancak dördüncü sezonda şehrimiz nihayet kendini Toronto olarak da göstermeye başladı. Sezonun 10. ve son bölümü daha yeni yayınlandı ve beşinci sezonda olacaklar için şimdiden heyecanlıyız. Hepsine Crave’den ulaşabilirsiniz.

Alias Grace

Toronto’da çekilen diziler ve filmler listemizdeki bir başka harika dizi de edebiyat ikonu olan Margaret Atwood’un romanından esinlenilmiş. Alias Grace, Kanadalı aktris Sarah Gadon’u 19. Yüzyılda Ontario’da geçen tüyler ürpertici bir hikayeyle bize sunuyor. Hikayenin geçtiği zamanı göz önünde bulundurduğumuzda, Toronto pek de bugün olduğu gibi görünmüyor, ancak yine de kesinlikle izlemeye değer. Bu harika mini dizide, aynı zamanda, 19. Yüzyıldaki Kingston ve Ontario’nun diğer bölgelerinin bulunduğu anları yakalayacaksınız.

 

Strange Brew

Kanada’nın en ünlü karakterlerinden olan Bob ve Doug Mackenzie, vefat etmiş bir bira fabrikası sahibinin kızının fabrika sahibi olarak unvanını yeniden kazanmasına yardım eden iki arkadaşın anlatıldığı bu eğlenceli komedisiyle (ve oldukça Kanadalı) SCTV karakterlerini beyaz perdeye taşıdı. Karakterler, kötü bir bira ustası, hokey oyuncuları ve daha pek çoğuyla karşı karşıya geliyor.

 

Toronto’da çekilen diziler ve filmlerden en çok hangisi beğendiğini bizimle yorum olarak paylaşmayı unutma!

 

Kaynak: Curiocity

Çeviren: Arya Akkutlu