Herkese merhaba, bu serinin ilk bölümünde hamile hamile doktorsuz Kanada’ya nasıl geldiğimizden bahsetmiştim. Bu yazım da serinin bir devamı niteliğinde: Hamileyken Kanada’da Doktor Bulmak!

Henüz serinin ilk yazısını okumadıysanız önce onu okumanızı tavsiye ederim:

6 Aylık Hamileyken Kanada’ya Gelmek (Bölüm 1)

Hamileyken Kanada’da Doktor Bulmak

Gelir gelmez halledilmesi gereken bir mevzu olduğu için oldukça hızlı hareket ettik. Ben daha Türkiye’deyken doktor ve acente araştırmalarına başladım. Sağlık turizmi ülkemizden Kanada’ya oldukça iyi çalışıyor, sadece son derece masraflı. Her şeyi kendileri halleden oldukça tuzlu firmalar var. Kalacak yerinizden, hastaneye gidiş gelişlerinize kadar kendileri karşılıyorlar. Biz tabi ki böyle yapamazdık.

Peki nasıl bir yol izledik?

Öncelikle , Linkedln’den Kanada’da çalışan Türk doktorları bulup birkaç tanesine e-mail attım. Bir doktor geri döndü ve uluslararası hasta kabul ettiğini söyledi. Bu bizim için birinci opsiyondu, hiçbir yol bulamazsak bu doktor ile ilerleyecektik. Türk olması güzel bir artıydı fakat benim için önceliği ücreti olduğu için diğer seceneklere de bakmaya karar verdik.  Daha sonra eşim buraya geldiğinde sadece doktor ayarlayıp, aracı olan birkaç isim buldu. Bu kişiler sadece belli bir ücret karşılığında sizi doktorla tanıştırıyorlar ve başka herhangi bir işe karışmıyorlardı. Eşimin bulduğu isimlerden biriyle görüştük ve bizi bir doktora yönlendirdi. Yabancı bir doktordu ama inanılmaz tatlı dilli, hastaya son derece saygılı, açıklayıcı kısacası mükemmel birisi çıktı. Ücretinin de daha uygun olması sebebiyle kararımızı yabancı doktordan yana kullandık. Ben Türkiye’den gelirken en önemlisi; tüm tetkiklerim yapılmış ve tamamlanmış, hepsi yabancı bir doktorun da anlayabileceği şekilde açıklanmış rapor ve sonuçlarımla birlikte geldim. Bu benim işimi fazlasıyla kolaylaştırdı fakat yine de birkaç testi tekrarladık. İletişim kurmakta hiç sıkıntı çekmedim. Bazen kendi dilimde darlayabildiğim doktorları özlediğim oldu 😁

Burada Türkiye’dekinin aksine o kadar az ultrason var ki, doktorum ultrason kağıtlarını ilk gördüğünde “Ne kadar fazla, bir sorun yoktur umarım” dedi 😁 Ultrasonun benim sağlık durumumdan ötürü fazlaca yapıldığını sandı, halbuki alakası yok. Türkiye’de istersen her gün ultrason çektir, niye diye soran olmaz 😬 İtiraf etmeliyim ki, beni en çok strese sokan buydu. Bebeğimin sağlıklı olduğunu söylüyordu ama göremiyordum ve ikna olamıyordum. Düşünün, ben altıncı ayımda buraya geldim ve hiç ultrasona girmeden doğuma alındım 😁 Bu da beni buradaki hamilelik sürecinde en çok zorlayan şey oldu. Bunun dışında her hangi bir kötü tecrübe yasamadım. Doktorum aylık olarak beni muayeneye çağırdı. Bazen kuruntu yaptığım, endişeye düştüğüm zamanlar oldu. Bu endiselerimi doktorumla paylaştığımda “hamileliğin bir hastalık olmadığını, her şeyi yapabileceğimi , doğal bir süreç olduğunu’’ söylüyordu. Doktorumun rahatlığı beni her zaman rahatlattı. Türkiye’de prenses edasıyla olan doğum süreci burada inanılmaz derecede sakin ve paniksiz ilerliyor ve siz de akışa uyuyorsunuz.

Bir sonraki yazımda burada hamileyken bir dil kursuna devam edişimi anlatacağım. Takipte kalmayı unutmayın!

Yazar: Gözde Eski Baran

@withbabyintoronto@gzdeski

Henüz okumadıysanız serinin dördüncü yazısı olan “Hamileyken Kanada: Yorucu Bir Dil Kursu Macerası” yazısına da mutlaka göz atın!

Hamileyken Kanada: Yorucu Bir Dil Kursu Macerası (Bölüm 4)