Türkiye’de doğmuş, büyümüş, kendince iyi okullardan mezun olmuş, burada hayat kurmuş bir insan olarak nereden gelir ki böyle fikir aklına? Geldi işte. Aslında her şey bir yaz okulunda danışman olarak Kanada’ya adım atmamla başladı.

Üniversiteden mezun olup, psikolojik danışman olarak gençlerle çalıştığım okulda organize edilen yaz okuluna öğrencilerle beraber gidebilmek için gönüllü oldum. Çok da iyi olmuş! Toronto’ya çok yakın olan Newmarket’ta 21 gün öğrencilerle beraber kampüste kalmak, hem Newmarket’i hem de Toronto’yu keşfetmek benim için çok güzel bir deneyimdi.

İnsanları tanımak, çok farklı bir kültürle tanışmak, üniversitelerin kampüs ziyaretlerine katılmak bana farklı bir bakış açısı kazandırdı. Sanırım o zaman ilk kez “Kanada’da yaşamak nasıl olurdu acaba?” diye sordum.
Elbette, böyle bir kararı benim gibi konfor alanına düşkün, garantici bir insanın hemen alması ve aksiyona geçmesi beklenemezdi  Ben de tam olarak böyle yaptım ve kendime zaman tanıdım. Bir yandan da nasıl gidebileceğimi düşünmeye başladım.

İş bularak gidebilmek mümkün müydü? Yoksa eğitim aracılığı ile mi gitmek daha doğruydu? Bunun için nasıl adımlar atmam gerekiyordu? Kafamda bu sorularda gerçekten çok vakit geçirdim. Güvenilir kaynaklardan okudum, izledim, deneyim yaşayan kişilerle uzun uzun konuştum. Çok araştırdım, çok okudum, çok izledim; en doğru zamanı bekledim açıkçası. Çalıştığım öğrencilerin de katkılarıyla Kanada kültürünü, eğitim sistemini, bana potansiyel getirilerini değerlendirdim.

Pandemi düşünmeme neden oldu!

Mart 2020’de gelen pandemi ile beraber daha çok düşünme, kendime dönme için daha fazla vaktim olduğunu fark ettim. Gördüm ki, konfor alanı dediğim şey bir anda alt üst olabiliyor, alışık olduğum
tüm düzen bir anda değişebiliyor. Bir cesaretle kararımı verdim ve Kanada’da yüksek lisans programlarına başvurularımı yaptım.

Hem akademik kariyerime devam edebilecek hem de beni kucaklayan, gerçekten yaşamak istediğim bir ülkede olabilecektim! Sanırım bundan daha iyi bir kazankazan durumu olamazdı.
Kariyer hedeflerime uygun, kriterlerini karşıladığımı düşündüğüm okulları belirleyip sadece 10 gün içerisinde başvurularımı tamamladım. Güzel haber şu ki, en istediğim bölümden kabul aldım! Sonraki
süreç nasıl geçti hiç hatırlamıyorum.

Öğrenim izni için belgeleri nasıl, ne ara toparladım teslim ettim, başvuruyu hangi ara tamamladım, üniversitedeki danışmanımla ne kadar yazıştım bu kısımlar karışık.

Şimdi ise güzel bir bekleyiş var! Öğrenim iznimin onaylanıp, Kanada’dak, yeni hayatımın başlangıcını sabırsızlıkla bekliyorum.

PS: Bundan sonraki yazımda sizlerle Kanada’daki eğitim ve yaşam deneyimlerimi paylaşmayı umuyorum!

Yazar : Nevra Özören Şener

Yorum bırak