Tüm diğer insanlarda olduğu gibi pandeminin çocuk davranışlarına etkisi de kaçınılmaz oldu. Kanada’da uzun bir süredir evlerde olan ve virüsler konusunda diğer insanlara karşı uyarılan çocukların COVID-19 pandemisinden sonra ilk kez bir mağazaya gittiğinde veya bir parkta diğer çocuklarla oynamak gibi sosyal durumları tekrar deneyimlemeye başladığında, herhangi bir çekiniklik yaşamaması ve kaygılarını azaltmaları için uzmanlar bu gezilerin “öngörülebilir” hale getirilmesini öneriyor.

Peki bu ne demek?


Kısıtlamaların yavaş yavaş kalkmasıyla birlikte, hayat normale dönmeye başlıyor. Kanada Ontario’da bulunan Uncommon Sense Parenting’in Kurucusu Allana Robinson, pandeminin çocuk davranışlarına etkisi konusunda küçük çocukların başkalarının yanında nasıl doğru şekilde hareket edeceklerini unutmalarına neden olabileceğini söylüyor. Yüz yüze iletişimle karşılaştırıldığında, online iletişim kurarken çocuklardan “çok farklı” sosyal beklentiler olduğunu anlatıyor.

Salgın başladığından beri, ebeveynlerin çocuklarına ağırlıklı olarak sanal sosyal görgü kurallarını öğrettiği bir gerçek. Online eğitime adapte olan çocuklar; başlarda bilmedikleri, ne zaman sessiz kalacakları, konuşma sıralarını nasıl bekleyecekleri, kameraya nasıl bakacakları gibi yeni şeyler öğrendiler. Sorun şu ki; şimdi ortada tam tersi bir problem var.

Robinson, “Ebeveynler, çocuklarının bir mağazaya gitme, halka açık bir parkta oynama ve hatta akrabaları ziyaret etme gibi zamanlarda geçerli olan görgü kurallarını bilmediklerini; çünkü bu aktiviteleri uzun bir süredir yapamadıklarını söylüyor.” diyor.

Robinson, sosyal konularda direnç göstermemeleri için çocukları bu etkinliklere hazırlamanın önemli olduğununun altını çiziyor. “Onlara kişisel alan, oyuna nasıl katılabilecekleri, neye dokunabilecekleri ve nelere dokunamayacakları gibi kavramları yeniden öğretmek zorundayız” diyor. Küçük çocukların, özellikle de beş yaşın altındakilerin, pandemi öncesi hayatın nasıl olduğunu hatırlamadıklarını ve bu sosyal ortamlara ilk kezgirdiklerinde genellikle “donma moduna” geçtiklerini anlatıyor.

5 yaşında çocuğu olan bir anne olarak bu konuda Robinson’a kesinlikle katılıyorum. Bu durum, bir çevreye aşina olmadıklarında çocuklar için doğal bir savunma mekanizması. Bununla mücadeleye yardımcı olmak için, ebeveynlerin çocuklarını çıkardıkları her geziyi onlara önceden anlatmalarını, çocuklarına önceden ne bekleyecekleri konusunda rehberlik etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Mümkün olduğunca da anlattıkları programa uymalarını ve tutarlı olmalarını.

Photo by Julia M Cameron from Pexels

“Çocuklarınıza markete gitme hikayesini anlatın”


Robinson şöyle bir örnek de veriyor, “Önce oraya gideceğiz. Sonra bir market arabası alacağız. Markette maskemizi takmamız gerekiyor. Market arabamıza hangi yiyeceği koyacağımızı seçip dolduracağız. Parasını ödeyip mağazadan çıkacağız. Parasını ödemedeğimiz ürünlerin paketlerini marketten çıkmadan açmayacağız.”

Bu örnek bence biraz uç bir örnek aslında. Çünkü çocuklar o kadar da uzak değilleri market alışverişi gibi şeylerden. Ama gerçekten çocuğunuzu bu kadar izole edip, markete bile sokmadıysanız böyle bir açıklama yapmak çok doğru olacaktır.

Biz oğlumuzun bu dönemde sosyal ilişkilerinde, özellikle ilk tanışma anlarında gerileme gördük. Örneğin; ona selam verip nasıl olduğunu soran birine çekindiği için cevap vermediğini ya da teşekkür etmeye, vedalaşmaya utandığını farkettik. Açılma yeni başladığında, her markete gidişimizde (Özellikle Türk Marketleri biraz daha sohbet ve ikrama müsait olduğundan), “Sana nasıl olduğunu sorarlarsa lütfen cevap ver, birisi sana bir şey ikram ederse al ve teşekkür et” gibi hatırlatmalar yaptık.

Ebeveynler özellikle uzun süre online eğitim gören çocukların sonbaharda okula dönüşün tam olarak nasıl olacağını öngöremese de Robinson, “Erişiminiz varsa onları okul bahçesine götürün ve onu tanımalarını sağlayın. Sırada durma alıştırması yapın, öğle yemeğini öğle yemeği kaplarında verme alıştırması yapın. Okulda zorlanmamaları için hepsini kendi başlarına açmalarını sağlayın.” diyor. Pratik yapma şansı yakalayan çocuklar için, bu sosyal durumların artık şaşırtıcı olmayacağını söylüyor. Kaygısı azalan çocuk, oyuna ya da derse kendini daha iyi verebiliyor. Sonuçta bir şeyi ne kadar çok bilir veya tahmin edersek, o kadar güvende hissediyoruz.

Kapak Fotoğrafı: Norma Mortenson from Pexels